Eylül 24, 2022

Okuyucudan Yazara Gönderilmemiş Bir Yorum (1) :

Yazdıklarını okumayı seviyorum. Daha çok yazmanı isterdim. Ama sen az az yazıyorsun. Tam olarak kelimelere dökmüyorsun söylemek istediklerini. Hani çok uzun anlatmak gerekiyormuş da, sadece ima ile geçmişin gibi.

Bu durum hoşuma gidiyor. Hem daha çok tanımak istiyorum seni, hem de "iyi ki az tanıyorum" diyorum. Böylece seni istediğim gibi düşünebiliyorum.

Bazen bir kaç defa okuduğum oluyor yazdıklarını. Günler sonra okuduğum, okumak için beklettiğim ya da alelacele okuduğum oluyor. Senin yazdığın gibi okuyorum ben de.

Düşüncelerimde gülümsemelerinin bana kadar ulaştığı oluyor, pişmanlıklarını hissettiğim. Belki de okuduklarımda sadece kendimi görüyorumdur. Bilmiyorum ama seni okumayı seviyorum.

Yaşarken sevdiğin şarkılar, altını çizdiğin kitaplar olmuş; başardığın işler, kaybolduğun yollar. Yazdıklarından az çok tahmin edebiliyorum bunları. Gelecekte de yaşanabilir yaşadıklarının aynıları. Hatta gelecek tüm sessizliği ile önümüzde durmasa, sorabilirdik bile ona.

Bir saniye!

Şüpheye düştüm...

Lafın gelişi "sorabilirdik" dedim ama sanırım sormak istemezdik. Evet bu cümleyi düzeltmem gerek; "İstemezdik" Neden bilelim ki gelecekte neler olacağını? Ne işimize yarar ki?

(Unutmadan şunu da söylemem lazım: Yazdıkların benim için, dost bir ruhla sohbet gibi. Bu önemli.)

Kelimelerini cam şişeye koyup denize atan herkes, elbette o şişeyi kimin bulduğunu bilmek ister. En doğal hakkıdır da bu.

Ama çok ilginç bir çelişkiyle, istemez de! Bilirse, artık yazamayacağından korkar. Artık yazamayacak olmaktan neden korkulur bunu sen benden daha iyi bilirsin. İzah etmeme gerek yok.

O yüzden sen yine okuyanın kim olduğunu bilmeden yazmaya devam et.

Ben de sessizlik içinde okumaya devam edeceğim.

Anlaştığımız gibi.

6 yorum:

  1. sevgili avlonyalılar, kıymetli misafirler;
    öncelikle ve hemen şunu belirtmeliyim ki işbu ŞAHANE yazıyı ben yazmadım. yemin ederim! sonra şey olmasın..
    ama ve öte yandan bilader mi yazdı? ondan da emin değilim:P

    ne var ki yazı ya da yorum muazzam. on üzerinden 11.
    öyle ki yazı işine bir taraftan bulaşmış, eli kalem tutan her yazanın ömründe en az bir kez isteyeceği türden bir yorum.
    ama insanoğlu işte yetinmeyi bilmiyor ışın karaca'nın şarkısında sorduğu gibi. hep daha fazlasını istiyor, merak ediyor.
    biz de ediyoruz. kim yazmış diye. herkes birbirine soruyor. blog dünyası şu an yıkılıyor.
    (dikkatsiz'İn yorumunu gördün mü? kendi mi yazmış acaba? kim yazmış?
    -ecevit ölümü gör söyle, sen mi yazdın lan yoksa.
    -yok olm ben öyle bir insan mıyım? romantizm, sürrealizm, hümanizm, parnasizm o tür şeylerle işim olmaz. tek bildiğim fanatizm. o da hayatım olan f.bahçe.
    -mehlike kız sen mi yazdın?.
    -valla ben de yazmadım cumhur abi. tamam iki üç şiir paylaşmışlığım var blogda ama. plansız mıydı programsız mıydı o adamı tanımam etmem ilk senden duydum ismini şimdi.)
    uzatmayalım ve ezcümle; metrobüslerde, metrolarda martılara simit atılan vapurlarda bu yorum konuşuluyor, tartışılıyor şu an.

    lakin bu yazı ya da yorumda de denildiği gibi yahut eternity and a day filminde kahramanımızın her sabah karşı pencereden gelen keman sesinin sahibini aramamayı seçmesi gibi biz de özneyi aramayalım. makûldür evet. ama mazrufa da bakalım izin verilirse.
    kahramanımız bu yazı ya da yorumu hangi vakit, hangi enlem ve boylamlarda, neye bakarken, neyi düşünürken, hangi şarkıyı dinlerken, hangi iklimlerden geçtikten ve hangi suları içtikten sonra yazmıştır. merak ediyor hatta kıskanıyor, imreniyor. tamah ediyor, o kadar yıl yazdık böyle şahane, böyle derin, böyle mektup tadında bir yorum alamadık diye yazın hayatını yeniden gözden geçiriyor insan!

    yazanın eline, göynüne, aklına sağlık.

    eyvallah bilader..



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumların kapalı bilader yazamıyor insanlar :)) Yorumları aç yorumları.

      Sil
    2. yorumları açarsam eskisi gibi güzel yazamam :P

      Sil
    3. ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun bilader?
      ben hatırlıyorum.
      soğuktu ve yağmur çiseliyordu. :))

      Sil
    4. Unutur muyum? Ben seni hiç unutmadım. Mutluluk yanımızdan gelip geçti :)))

      Dur ben bunu instada paylaşayım, iyi aklıma getirdin.

      Sil