Eylül 25, 2022

Okuyucudan Yazara Gönderilmemiş Bir Yorum (2) :

Bugün Pazar, sen yazmadın ve birazdan akşam olur. Oysa ne kadar çok ihtiyacım vardı yazacaklarına. Ama sen bunu nerden bileceksin değil mi? 

Bu böyle olmamalı. Yazarlar sadece canı istediğinde yazmamalı. Okuyucusunu da düşünmeli. Hem kendileri demiyor mu "Yazılanlar yazıldıktan sonra sadece yazara değil, ona ihtiyacı olanlara aittir" diye?

Burada durdum ve yazdıklarımı tekrar okudum. 

Okuyunca da güldüm. 

Sana değil kendime güldüm. 

Bir yazara nasıl ve neden yazması gerektiğini öğretmeye kalktığım için. 

İyi ki göndermiyorum sana yorumlarımı. 

İyi ki sadece kendince, kendi saatinde yazıyorsun.

Ama sen yine de okuyucularına hak ver. Kim "Kaçsam Bırakıp Senden Uzak Yollara Gitsem" dinlemek yerine, yazdıklarını okumak istemez ki?

Özellikle Pazar akşamüstü.

6 yorum:

  1. yine çok güzel yazmış yorumcu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kendimiz yazıp, kendimiz yorumlama işine bayılıyorum ben bilader. Hiç bozulmasın :))

      Sil
    2. nur içinde yatsın rahmetli anneannem aniden hastalanıp ölmeden bir kaç ay evvel, bir memleket ziyaretimden İstanbul'a dönüşüme bir gün kala beni çağırdı.
      - oğul dedi senden bir şey istiycem.
      - söyle anneannem
      - beni dedi biraz çekinerek akdağ'a çıkarır mısın?
      - şimdi mi anneannem
      - he şimdi
      anneannem kimseye yük olmayı sevmeyen, gerçekten ihtiyacı olmasa kimseden bir şey isteyen kadın değildi. yaşlılık nedeniyle elden ayaktan düşene kadar her işini kendi gören, köyde ve şehirde benim diyen erkeklere taş çıkartan kadınmış. on sekiz yıl köye muhtarlık yapmış. lakabı kadın ağa imiş. hem annemden hem babamdan böyle bir sürü anısını duymuştum. anladım ki gerçekten ihtiyacı olmasa torunu bile olsam bana söylemezdi. hemen Dayıoğlu rüstem'i aradım ne iş yapıyorsan bırak çabuk kamyoneti getir dedim. o zaman şimdiki gibi köye Taksi çalışmıyor. rüstem'e durumu anlattım, anneannemi alıp beş dakikada ilçeye vardık.
      - bir şey ister misin çarşıdan diye sordum
      - su dedi.
      - tamam şurdaki marketten alırım dedim
      - yoook yoook ben akdağ'ın suyunu isterim dedi.
      ilçe meydanındaki çeşmeden yaz kış buz gibi akan, ağustosta bile altında elini üç saniyeden fazla tutamadığın sudan küçük bir bidon doldurdum. çok sevdiği çekirdeksiz üzümden ve küçük dayıoğlunun çalıştığı dükkandan da pide yaptırıp dağ yoluna çıktık. ağır aksak döne dolaşa yarım saatte zirveye vardık. Mayıs Haziran'da dağın zirvesinde karlar iyice erirdi. ağustostaydık ve kayak tesisi kapalıydı. ilçeyi ve civar köyleri gören en manzaralı yere oturduk. çünkü anneannem özellikle öyle istedi.
      bir de su istedi. sudan bir yudum alıp dağın havasını içine çektikten sonra sağ eliyle önündeki boşlukta soldan sağa yarım daire çizdi ve;
      - şu aşağıdaki evleri görüyor musun oğul?
      - evet anneannem
      - iyi ben görmüyorum. ama çok iyi biliyorum. bu evlerde insanlar kerpiçten, ahşapa oradan betonarmeye on yıllardır yaşıyorlar. anne-babalar, çocukları, çocuklarının çocukları onların çocukları.
      atalarımız Osmanlı zamanında gelip konmuşlar bir hayat kurmuşlar burada.
      şimdi sana bir kaç vasiyetim olacak oğul.
      1- aslını, köklerini asla unutma. yapabiliyorsan şimdi yaptığın gibi ara sıra ziyaret et. eşi dostu akrabayı gözet.
      2- şu aşağıdaki yüzlerce evde iyi insanlar yaşadığı gibi kötü insanlar da var. dünya böyle. yalan ve imtihan dünyası. kötülere yapacak bir şeyin yok. kötülüklerini fark edip iyiye güzele yakınlaşmaları için Allah'a dua et.
      ama iyi insanların elini ve peşini bırakma asla.
      asla..
      Allah iyi insanlarla karşılaştırsın oğul deyip beni alnından öptüğümü sanıp burnumdan öpmüştü sekiz numara gözlükleriyle canım anneannem.

      sen böyle yazınca bu anım aklıma geldi, ben de yazayım dedim bilader.

      Sil
    3. Allah rahmet eylesin. Nurlar içinde yatsın. Sen de nurlar için de yat. Ben de nurlar içinde yatayım. En nihayetinde bu film bir yerde bitecek ve orada görüşeceğiz. Görüşmek için beklerken nurlar içinde yatalım canım biladerim :)

      Sil
  2. Şimdi gördüm yorumu, özür. Beğenmemenize şaşırdım doğrusu. Gül gibi tasarım halbuki :)))

    YanıtlaSil